Amerika Birleşik Devletleri için Öğrenci Vizesi Nasıl Alınır? F1 Vizesi Nedir?
Bir uluslararası öğrenci olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde herhangi bir okula kayıt olmanız için öğrenci vizesi almanız gerekmektedir.
Kısa dönem yaz kursları için turist vizesiyle okula devam etmek gibi istisnai durumlar da mevcuttur lakin uzun soluklu eğitimler için vize türünüzün F1 öğrenci vizesi olması şarttır. Meselenin teknik boyutları birçok farklı kaynaktan bulunabilir. Mesela konsolosluk randevusu için ödenecek tutar olan 160 Amerikan doları ve ayrıca SEVIS sistemine kayıt parası olan 360 dolarlık ücretlendirme aslında vize işlemleri sürecinde karşılaşacağınız en kolay meseleler. Bu yazıda vize başvurunuzun kabulüne yardımcı olacak, öğrencilerimin kendi tecrübelerinden aktardığı bilgileri paylaşmak istiyorum. Yazıda tavsiye niteliğinde birçok bilgi mevcut ve inanıyorum faydasını göreceksiniz.
Öncelikle belirtmem gerekir ki Amerika Birleşik Devletleri’nde bir milyondan fazla uluslararası öğrenci öğrenci vizesiyle eğitimlerine devam etmekte. Bu rakamı vermemin sebebi aslında çok basit. Bu ülke öğrenci çekmek için çok da uğraşmıyor. Zaten çok kaliteli bir eğitim sistemi mevcut ve talep çok fazla. Seçici davranmak onlar için çok daha kolay. Çok başarılı bir öğrenciye vize vermeyebiliyor konsolosluk çünkü o tip öğrencilerden yüzlercesi sırada. Meseleye bakarken bu şekilde yaklaşmak da gerekiyor. Tabii bazen insanlar da eğitim fırsatlarını suiistimal edebiliyorlar. Öğrenci vizesiyle gelip illegal şekilde çalışıp para kazananlar ya da okulu tamamen bırakıp kaçak halde hayatını sürdürenler de az değil. Bu gibi sebeplerden vize başvuruları özellikle belli ülkeler için kısıtlanmış diyebiliriz. İyi niyet en önemli başlık. Peki vize başvurularında nelere dikkat etmelisiniz. Yazının başında da dediğim gibi burada yazacaklarım yüzlerce öğrenciden dinlediğim onlarcasının da hazırlık sürecinde bizatihi içinde bulunup edindiğim tecrübelerin özetidir.
En güzeli örneklendirmelerle meseleyi açıklamak. ABD’ye eğitim için gitme planlarınız ve hazırlık süreciniz nasıl bir yol izledi? Başka bir değişle nasıl bir eğitim almak için gidiyorsunuz? Bu noktada iki alternatif üzerinde duralım.
Birinci alternatif olarak dil eğitimi almak için gidiyorsunuz diyelim. Dil kurslarında davetiye almak bir lisans ya da lisans üstü eğitim kabulü almaktan çok daha kolaydır. Belli belgeler ve yazışmalarla davetiyeniz (I20 belgesi) size ulaşır. Alacağınız davetiyenin geldiği okulun kalitesi de aslında çok da önemli değil. Zaten davetiye verme yetkisi olan bir okul belli bir kalitededir. Lakin çok da ucuz bir dil okulu olmamasını tavsiye ederim. Böyle bir eğitim planıyla alakalı vize görüşmelerinde size sizinle alakalı sorular sorulur. Daha doğrusu, görevli kişi sizin gerçekten böyle bir dil kursuna iyi niyetinizle devam edip etmeyeceğinizi anlamaya çalışacaktır. Peki bu nasıl olur? Yine örneklendirme yapalım. Kişi yirmi bir yaşında ve üniversite üçüncü sınıf öğrencisi. Yazın ABD’de altı haftalık yoğunlaştırılmış bir dil kursuna gitmek istiyor. Bir iki kere de kısa süreli Avrupa gezileri olmuş. Bu tip bir öğrencinin vize alma şansı yüksektir. Onu Türkiye’ye bağlayan çok önemli bir sebep var, okulu. Bu tip bir öğrencinin banka hesaplarına bile bakmazlar diyebilirim. Peki meseleyi tersten ele alalım. Başvuru sahibi yirmi sekiz yaşında. Bir yerlerde ortalama bir maaşla çalışıyor. Üniversite mezunu, bekar. Bu tip bir başvuru sahibinin bir yaz dil kursu için çok şansı olmaz. Aslında herhangi tarihli bir dil kursu için çok düşük bir şansı var denebilir. Banka hesabına yüzbinlerce dolar da yatırsa ilk bahsettiğim öğrencinin şansı her zaman daha fazla. Şöyle düşünün. Yüzbinlerce doları daha sonra transfer edip ABD’de yaşamaya başlayabilir. Belki tutturamadı Türkiye’de ve yeni bir hayata başlamak istiyordur. Zaten bekar ve gözü çok da arkada kalmayacak. Bu gibi sebeplerden dolayı vize başvurusunun reddedilmesi çok normal. Kısaca söylemek gerekirse, çok fazla değişken var (yaş, eğitim ve finansal durum, daha önce yapılmış yurtdışı seyahatleri vb.) ve bu değişkenler sizin şansınızı etkiliyor.
Başka bir örnekle devam edelim. Diyelim ki yüksek lisans başvurusu yaptınız ve uzun bir hazırlık sürecinden sonra kabulünüzü aldınız. Unutmayın bu bir kabul ve davetiyesi de ona göre. Yani ciddi bir süreç ve hedefler koyarak bir kabul almışsınız. Mesela iki yıl sürecek sosyoloji yüksek lisansı için New York Üniversitesi’nden onlarca başvuru içinden seçilmişsiniz. Hatta biraz da bursunuz var. Bu durumda yaşınız, medeni durumunuz hatta maddi durumunuz (tamamen sıfır da olmamak lazım) vize alma şansınızı çok etkilemez. Lisans eğitiminizi bitirmiş ve aradan epey bir vakit de geçmiş olabilir.
Siz ucu çok açık bir dil kursundan ziyade, bitiş zamanı belli profesyonel bir eğitim almaya prestijli bir bölümde okumaya niyetlisiniz ve bunun için de çok ciddi hazırlıklar yaptınız. Bu şartlarda bir vize görüşmesinden elinizin boş dönmesi zordur. Vize görüşmesinde sizinle İngilizce kısa bir mülakat yaparlar. Belki transkriptlerinize bakmak isterler. Hedeflerinizi ve kalacak yer ile alakalı birkaç soru dışında zorlamazlar. Tabii bunların da kesinliği yok. Lisans eğitimi ya da doktora eğitimleri için de bir önceki paragrafı temel alabilirsiniz. Aslında en kolayı kişiye özel bir danışmanlık ile şansınız tecrübeli danışmanlar tarafından değerlendirilmesi olacaktır. Lakin size gelip de bizim anlaşmalı olduğumuz okullarımıza başvuru yaparsak yüzde yüz alırız diye teklif sunanlara da itimat etmeyin. Bu işin garantisi yok.
Son olarak eklemek istediğim bazı hususlar var. Vize görüşmelerine profesyonel ama çok da resmi olmayan kıyafetlerle gidin. Sorulara kısa, net ve kararlı cevap verin. Utangaç ve tereddütlü davranışlar şansınızı düşürür. Size özel sorulabilecek sorular da dahil her türlü soru için ciddi hazırlık yapın. Beklemediğiniz bir soru karşısında panik yapmayın, rahat olun. Gideceğiniz okul, kalacağınız adres, gelecekle alakalı kariyer planlarınız, vb. konularla alakalı hazırlıklarınız tam olsun. Dürüstlük ve iyi niyet her zaman kazanır. Karsınızdaki görevli sizin eğitiminizi aldıktan sonra Türkiye’ye geri döneceğinize ikna olmak istiyor ve bu güveni ona vermek sizin göreviniz, gerisi teferruat.
Erkan Acar, PhD
Copyright ©
Her hakkı saklıdır. Bu yazının hiçbir kısmı, bazı kritik incelemelerde kısaca yer alan kısa alıntılar dışında, yayıncının önceden yazılı izni alınmaksızın, elektronik veya mekanik yöntemlerle herhangi bir biçimde veya herhangi bir yöntemle çoğaltılamaz, dağıtılamaz veya yayınlanamaz.